Gerçek hicret, bedenin değil kalbin yürüyüşüdür.
İbn Kayyim el-Cevziyye bu eserinde insanın Allah ve Resûlü’ne yönelişini, zahirden bâtına uzanan bir hicret olarak ele alır. Bu risale, yolunu şaşırmış kalbe rehberlik eden; niyet, ihlas ve teslimiyetin anlamını yeniden hatırlatan bir metindir.
Yazar, hicreti bir mekân değişiminin ötesinde varoluşun yeniden inşası olarak yorumlar. Çünkü hicret yalnızca terk etmek değil, kalanın da ne için kaldığını bilmek meselesidir.
İbn Kayyim bu yolculukta nefsi tanımanın, günahın mahiyetini kavramanın ve kulluğun özüne dönmenin zorunluluğuna işaret eder.
Her adımda kulun Allah’a yaklaşma arzusuyla kendi benliğini aşma çabasını anlatır.
Hicretin dışa değil içe doğru yöneldiği bu yolculukta insan, her terk edişte biraz daha arınır, biraz daha Rabbine yaklaşır.
Allah ve Resûlü’ne Hicret Yolunda Muhacirin Azığı, ilmî bir başvuru kaynağı olmakla kalmayıp aynı zamanda kalbi arındıran bir yol rehberi niteliği taşımaktadır.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.