“(Ya Rab!), bana, sonra gelecek nesiller içinde hayırla anılmayı nasip et!” (Şuarâ, 84) şeklindeki Hz.İbrahim’in duasına hangimiz âmin demeyiz ki? Hayırla anılmak, hafızalarda güzel hatıralar bırakmak insaniçin bir nasip olsa gerektir.Bilgelerimiz sahih ilim ve güzel ahlakın meyvesi olarak kişilik sahibi insan-ı kâmili gösterirler. İlim, hayatboyu her Müslüman için bir vecibedir. Bu uğurda mücadele verenlerin hayat hikayeleri, aslında bizimhikayelerimizdir. Onları kayda almak ve sonraki nesillere sağlıklı bilgilerle aktarmak ahlakî birsorumluluktur.Nice zorlukları aşıp ilim yoluna revan olmak, bu uğurda pek çok âlim ve ârif ile muârefe kurmak, ilim veirşat halkaları tesis edip bunu hayata ve topluma yansıtmak az şey midir? Koçaşlı Hoca’nın Konya’dabaşlayan ilim arayışı irfan ile bütünleşmiş ve kendisi Edirne Selimiye Camii haziresinde sırlanana kadardevam etmiştir. Âlim, ârif, âbid ve şairâne tavrı ile ilmî birikimini telif - tercüme eserlerle sonraki nesillereaktarmanın gayreti içinde olmuştur.Tanıyanların ‘kolay insan’ şeklinde vasıflandırdıkları Koçaşlı Hoca, bir gönle dokunabilmenin cehdi ile yurtiçi ve yurt dışında nice yerlere gitmiş, mihneti kendisine azık etmiştir. Elinizdeki eser, ilmî ve insanîbirikimimizi anlama ve aktarma açısından zor zamanlarda nasıl bir yol takip etmek gerekir ve neleryapılabilir şeklindeki sorulara bir hareket adamının hayat hikayesi üzerinden açıklık getirmektedir.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.