Miftâhu’l-cenne olarak da bilinen ve Osmanlılar’da “ilmihal” adının kullanıldığı ilk eser olan Mızraklı İlmihal’in müellifi ve hangi tarihte yazıldığı kesin olarak tespit edilememiştir. Esere “mızraklı” diye isim verilmesinin kaynağı hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte bu kitabın genellikle kapağında ya da ilk sayfalarında yer alan sancak ve mızrak şekilleriyle ilgili olabileceği gibi, eserin belirlenebilen tek yazma nüshasında (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 1164) görülen “Mızraklı Efendi” ifadesiyle de (Arpaguş, s. 38) bağlantılı olabilir. Kitapta zikredilen kaynaklar dikkate alındığında; Mızraklı İlmihal’in 17. yüzyıldan sonra yazıldığı ortaya çıkmaktadır. Eserin yazma nüshaları arasındaki içerik farklılıkları değişik tarihlere ait matbu nüshalarında da görülmektedir. Bu farklılıklar belirli dönemlerde kitaba ilâvelerin yapıldığını düşündürmektedir. Yazma nüshaya göre kitapta abdest, gusül, teyemmüm, namaz, oruç, hac, peygamberlerin sıfatları, imanla ilgili hususlar, meleklere ve kitaplara iman, Allah’ın sıfatları, elli dört farz, ahkâm-ı şer‘iyye tanımları, küfür ve şirk konularına yer verilmiştir. Eserin pek çok baskısının kenarında namaz, dua ve ahlâka dair küçük risâleler bulunmaktadır.
Hacimlerine göre yapılan tasnifte muhtasar ilmihaller grubunda yer alan Mızraklı İlmihal’de akaid, ibadet ve ahlâka dair konuların bir sistematiğe ve ilmi bir tanzime göre düzenlenmediği görülmektedir. Meselâ kitabın başında namaz hakkında kısa bilgiler verildikten sonra oruçla ilgili hükümlere geçilmiş, gusül, teyemmüm ve abdestin ardından tekrar namazın farzları, vâcipleri, âdâbı vb. konulara temas edilmiş, inanç ve ahlâk konuları ele alınmıştır. Eserde özellikle namaz hakkında ayrıntılı hükümlere yer verilirken zekât, hac ve kurban bahisleri üzerinde kısaca durulmuştur. İnanç, ibadet ve ahlâk konularının bir bütün halinde sunulmaya çalışıldığı kitapta özendirici bir üslûp kullanılarak fıkhî hükümlerin yanında amellerin faziletlerine de değinilmiştir.
Mızraklı İlmihal’de Hanefî fıkıh kitaplarından İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-nezâ’ir, Halebî’nin Mülteka’l-ebhur, Ebû Bekir el-Haddâd’ın es-Sirâcü’l-vehhâc adlı eserlerinin yanı sıra Ebüssuûd Efendi’nin fetvalarına ve Birgivî’nin Türkçe bir ilmihal kitabı olan Vasiyetnâme’sine de (Risâle-i Birgivî) atıfta bulunulmuştur. Eserde genellikle Hanefî mezhebinde tercih edilen görüşler bir araya getirilmiş, ihtilâflı meselelere yer verilmemiştir. Bununla birlikte bazı konularda mezhep içindeki farklı görüşler de aktarılmıştır.
Sade bir dilin ve kısa cümleli basit anlatım tekniğinin kullanıldığı Mızraklı İlmihal Osmanlı toplumunda en çok okunan ve ezberlenen eserler arasında yer almıştır. Eser, ilki İstanbul’da 1258 (1842) yılında olmak üzere pek çok defa basılmıştır (Özege, III, 1140). Mızraklı İlmihal adı ve Latin harfleri ile yayımlanan kitapların önemli bir kısmı metne bağlı kalmaya özen göstermemiş, bir kısmı ise eserin yalnız adını kullanmıştır.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.