“Mümin için hayatın ötesinde veya dışında soyut bir felsefe, etik veya estetik anlayışı yoktur.İslâm’da her şeyin ilmi, o şeyin zihinde, dilde speküle etmekle yetinileceği anlamına gelmez.Tefekkür bu yüzden büyük bir ibâdettir. Çünkü insanı kendini aşmaya, kendine dışarıdanbakmaya, Yaradan’ın muradını her şeyde ve işte görmeye sevk eder. Bu bir dengedir.”Savaş Ş. Barkçin dergilerde yazdığı yazılardan ve sunduğu tebliğlerden oluşan bu kitabında;yazar, sanatta ahlâk, edeb, doğruluk, güzellik ve usûl gibi birçok kavrama değinerek, sanatınözünün tevhid olduğunu, sanatın tevhidden ayrı düşünülemeyeceğini, müminin nerede olursaolsun, hikmeti, güzeli ve doğruyu aramasının gerekliliğini vurguluyor. Barkçin’e göre sanatsadece estetik bir ifade biçimi değildir, insanın Rabbini, kendini ve medeniyetini tanımaçabasıdır. Bu yüzden sanatın dinden ve ahlâktan ayrı olması düşünülemez.Bu kitap, bizi mûsikîyle, mimariyle, şiirle, edeble, aşk ve ahlâkla şekillenen bir dünyanın izinisürmeye davet ederek, Batı’ya değil, kendi özümüze dönmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Eğitimderken terbiyeyi, kültür derken irfanı, sanat derken aşkı kaybettiğimiz bir çağda; bizi yenidendüşünmeye, kendi medeniyetimize çağırıyor.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.