Süryaniler dinî, edebî ve kültürel mirasıyla Mısır’dan İran’a, oradan da Hindistan’a kadar geniş bircoğrafyayı etkilemiş bir topluluktur. Süryani ilim adamları Kitâb-ı Mukaddes merkezli dinî çalışmalaryanında tıp, felsefe, edebiyat ve tarih gibi alanlarda da kayda değer eserler kaleme almışlardır.Gregoriyus Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî (1225-1286) Süryani ilahiyatçılar ve tarihçiler arasında farklı birsima olarak kabul edilmiştir. İbnü’l-İbrî Ortaçağ İslam dünyasında telif ettiği dinî, edebî, felsefî ve tarihîkitaplarla çok yönlü bir miras bırakmıştır. Batı’da Barhebraeus olarak meşhur olan müellif, ömrününönemli bir kısmını eser telif ederek geçirmiştir. Ayrıca Süryani Ortodoks Kilisesi’nde Doğu Mafiryânıgörevini almış ve böylece patrikten sonra nüfuz sahibi ikinci din adamı haline gelmiştir. İlmî veentelektüel gayeler yanında üstlendiği görevler gereği birçok seyahatte bulunan; siyasî ve idarî yetkisahipleriyle görüşen İbnü’l-İbrî, yaşadığı bu tecrübeleri eserlerine yansıtmıştır.İbnü’l-İbrî, Süryanice ve Arapça yazdığı eserleriyle dünya tarihini dinî ve dünyevî açılardankaydetmiştir. Mukayeseli medeniyetler perspektifi ile eserlerini yazan İbnü’l-İbrî, Süryaniler’inHıristiyanlık tarihindeki yerini açıklamış; Yahudilik ve Hıristiyanlık tarihi yanında İslam tarihi ilemüslüman hanedan ve devletler hakkında bilgiler vermiştir. İbnü’l-İbrî ve görüşleri merkezli bu çalışma,içerdiği konular ve bakış açısıyla müslüman-hıristiyan münasebetlerinin Ortaçağ’daki boyutlarınıgöstermesi açısından kaynak bir eserdir.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.