Yazar | Ali Pekcan |
Baskı No | 1 |
Dil | Türkçe |
Kapak | Karton |
Kağıt | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 120 |
Basım Tarihi | 2020-10-20 |
Bu araştırmamızın başında amacımızın Fıkıh/İslam Hukuku alanında yapılan çalışmalardagözlenen bir boşluğa ya da önemli olduğunu düşündüğümüz bir aksaklığa dikkat çekmek olduğunubelirtmiştik. Şöyle ki, bu alanda yapılan çalışmalarda, belki de sözü edilen alanın yapısından vemuhtevasından kaynaklanan bir biçimde bir objektif bilgi arayışı, somut olayların teknik bir zihniyedeincelenmesi söz konusu olmaktadır. Bu durumun arka planında modem zamanlarda ortaya çıkan din iledünya, fizik âlemle metafizik âlemin artık bir daha yan yana gelemeyecek biçimde birbirinden ayrılması,dinin toplumsal düzene yönelik taleplerinden uzaklaştırması gibi çabaların bulunduğunu söylemek yanlışolmaz. Bu çaba ve faaliyetlerden İslam fıkhının da etkilendiği de yadsınmaz bir gerçektir. Bir başkaifadeyle özü itibariyle bize ait olmayan bu dünyevileştirme projesiyle birlikte fıkıh (İslam) hukuk(un)adönüştürülmüş, bunun neticesinde dinin özündeki iman-lbadet ve ahlâk vurgusu büyük ölçüde ortadankaldırılmıştır. Buna bağlı olarak, müslümanların olaylara bakışı, içinde anlamlı bir bütünlük ve tutarlılıkarz eden fıkıh penceresinden değil, manevi iç dokusu seküleştirilip boşaltılan, kuru bir teknik-mekanik biralandan yapılır hale gelmiştir. Hâlbuki geçmiş tarihi süreçlerde İslam düşüncesinin geleneksel ulema-fukaha profilinde, sözü edilen bir kopuştan söz etmek -küçük istisnaların dışında- mümkün değildi.Ulema ve fukaha denilen kesim -özellikle selef-i salihin dediğimiz ilk üç kuşakta- sadece dünyevi-teknikçalışma yapan bir bilim adamı sıfatıyla değil aynı zaman da bir inanç ve ahlâk önderi sıfatıyla daişlevlerini sürdürüyordu. İşte bu çalışma bize, sözünü ettiğimiz kopuşu ortadan kaldırmanın yegâneyolunun hayatı bölmeden, onu bir bütün olarak algılayarak fıkha ve fakihli bir yapıya, yani İmâm-ı 'AzamEbû Hanîfe örneğindeki âlim tipolojisine tekrar dönmek gerektiği gerçeğini bir kez daha göstermiştir.Buna göre fakih, sadece dünya işleri üzerine düşünüp çözüm üreten bir tekniker değil aynı zaman da dinive ahlâki duruşuyla da topluma istikamet veren, bu mübarek gaye ve ideali her zaman üst-değer olarak önplanda tutan kimsedir.
ConnectProf © tarafından yayınlanmıştır.